Emekli Maaşlarına Banka Blokesi: Tüketici Hakları mı, Sözleşme Özgürlüğü mü? Yargıtay'ın İçtihatları Birleştirme Kararının Analizi

 

Giriş

Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.03.2025 tarihli ve 2022/2 esas, 2025/1 karar sayılı içtihatları birleştirme kararı, tüketici kredileri nedeniyle bankaların emekli maaşlarına doğrudan bloke koyup koyamayacağına dair uzun süredir devam eden hukuki belirsizliği gidermeyi amaçlamıştır. Bu karar, tüketici hakları, sözleşme özgürlüğü ve sosyal güvenlik ilkeleri arasındaki gerilimi yansıtan önemli bir hukuki dönüm noktasıdır.

Bu makalede, Yargıtay’ın kararının hukuki dayanakları, farklı dairelerin görüşleri ve kararın olası sosyo-ekonomik etkileri ele alınacaktır.


1. Uyuşmazlığın Temeli ve Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay’ın kararı, tüketici kredisi sözleşmelerinde yer alan "hapis, takas, mahsup ve bloke" yetkilerine ilişkin talimatların geçerliliğini tartışmaktadır. Bankalar, bu yetkilere dayanarak emekli maaşlarını doğrudan bloke edebilmekte, buna karşılık emekliler ise bu uygulamanın 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu’nun 83/a maddesi uyarınca geçersiz olduğunu savunmaktadır.

Yargıtay’ın farklı daireleri arasında bu konuda derin bir görüş ayrılığı bulunmaktaydı:

  • 3. Hukuk Dairesi ve (kapatılan) 13. ve 19. Hukuk Daireleri, sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkesi gereği bankaların bloke koyabileceğini savunmuştur.

  • 11. Hukuk Dairesi ise, emekli maaşlarının haczedilemez olduğunu ve bu yasağın dolanılamayacağını, dolayısıyla blokenin mümkün olmadığını belirtmiştir.

Büyük Genel Kurul, çoğunluk görüşüyle blokenin mümkün olduğuna karar vermiş, ancak karşı oy yazılarında bu yaklaşımın sosyal adaleti zedeleyeceği ve tüketiciyi koruyan emredici hükümleri ihlal ettiği vurgulanmıştır.


2. Kararın Hukuki Dayanakları

a) Sözleşme Özgürlüğü ve Tüketici Hakları

Yargıtay, kararında Anayasa’nın 48. maddesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun 26-27. maddeleri uyarınca sözleşme özgürlüğünü temel almıştır. Buna göre:

  • Taraflar, borcun ifa şeklini serbestçe belirleyebilir.

  • Emekli maaşına bloke koyma yetkisi, cebri icra aşamasına geçilmediği sürece geçerlidir.

Ancak, bu yaklaşım, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 5. maddesi ile düzenlenen "haksız şart" kavramıyla çelişebilir. Zira emekliler, genellikle standart sözleşmelerle bağlı olduklarından, bu tür hükümlerin müzakere edilme şansı bulunmamaktadır.

b) Emekli Maaşlarının Hukuki Niteliği

5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi, emekli maaşlarının devir, temlik ve haczedilemez olduğunu düzenler. Yargıtay, bloke işleminin hacizden farklı olduğunu ve sözleşme serbestisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur.

Ancak karşı oy görüşlerinde, bloke işleminin haciz yasağını dolandığı ve emeklileri ekonomik açıdan savunmasız bırakacağı ileri sürülmüştür.


3. Kararın Sosyo-Ekonomik Etkileri

Yargıtay’ın bu kararı, şu sonuçları doğurabilir:

  1. Bankalar lehine: Kredi geri ödemelerinin tahsili kolaylaşacak, risk azalacak.

  2. Emekliler aleyhine: Gelir güvencesi zayıflayabilir, özellikle düşük maaşlı emekliler ekonomik sıkıntıya girebilir.

  3. Tüketici Davaları Artabilir: Bloke işlemlerine karşı tüketici davalarında artış beklenebilir.


4. Eleştiri ve Değerlendirme

Yargıtay’ın kararı, sözleşme özgürlüğü ile sosyal devlet ilkesi arasında bir denge kurmakta yetersiz kalmıştır. Özellikle:

  • Emredici hükümlerin dolanılması: Bloke işlemi, haciz yasağını fiilen etkisiz hale getirmektedir.

  • Tüketicinin korunması: Emekliler, bankalar karşısında eşitsiz pazarlık gücüne sahiptir ve bu tür uygulamalar haksız şart kapsamında değerlendirilmelidir.

Karşı oy görüşlerinde belirtildiği gibi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) daha önce benzer uygulamaları denetlemiş ve blokajların haksız olduğunu vurgulamıştır.


Sonuç

Yargıtay’ın bu kararı, bankaların tahsilat süreçlerini kolaylaştırsa da, sosyal güvenlik hakları ve tüketici koruması açısından tartışmalıdır. İlerleyen süreçte, yasama organının bu konuda düzenleme yapması veya Anayasa Mahkemesi’nin denetimi gündeme gelebilir.

Hukukçular, tüketici dernekleri ve sosyal politika uzmanları, bu kararın uygulanmasını yakından takip etmeli ve emeklilerin mağdur olmaması için yeni mekanizmalar önermelidir.